Lider Eğitimci Yazarlar Derneği Kırklareli İl Başkanı Emrah MUTLUER Milli Eğitim Bakanlığında acil çözülmesi gereken sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı...
1. Nöbet görevi: Nöbet görevine verilen ücretin yeterli olmaması, sorumluluğunun fazla olması ve oldukça yoğun bir şekilde gerçekleşiyor olması bu görevin layıkıyla yerine getirilmemesine neden olmaktadır.
Çözüm: Nöbetin gönüllülük esasına göre tutulması sağlanabilir. Aynı şekilde nöbet ücretine ödenen ücretin de arttırılması yerinde olacaktır.
2. Seçmeli Dersler : Seçmeli dersler öğrencinin tercihine göre değil, okul idaresinin ve öğretmenlerin tercihine göre seçiliyor.
Çözüm: Her sınıf düzeyine 6 saat olan seçmeli derslerin hepsinin kaldırılması ve öğrencilerin ders yükünün azaltılması yerinde bir adım olacaktır. Bu yapılamazsa seçmeli dersleri, Bilim, kültür, sanat ve spor dalları şeklinde yeniden belirlemek mantıklı olacaktır.
3. Cep Telefonları : Öğrencilerin okula cep telefonu ile gelmeleri, derslere cep telefonu ile girmeleri ve derslerde kafalarının telefonlarında olması verimsizliğe sebep olmaktadır.
Çözüm: Anayasal hak olarak karşımızda duran iletişim hakkının engellenmesi elbette düşünülemez ancak öğrencinin verimini sürekli düşüren ve onları asosyal kişilik olmaya zorlayan telefonların okullara getirilmemesi, getirilecekse her öğrenciye sağlanacak bir kilitli dolapta tutulmasının sağlanması ve bu konuda yaptırımların oldukça güçlü olması sorunun kökten çözecektir.
4. Öğrenci velileri: Öğrenci velileri maalesef kendilerini öğretmenlerden ve idarecilerden bile üstün görmektedir. Zaman zaman basına yansıyan haberlerden de anladığımız kadarıyla veliler o kadar ileri gittiler ki öğretmen artık hiçbir şey yapamaz hale geldi.
Çözüm: Öğrenci velilerine sağlanan imtiyazdan derhal vazgeçilmelidir. Eğitimi verecek yegane insanlar öğretmenlerdir. Bu konuda Bakanlığımızın öğretmeninin arkasında çok güçlü yer aldığını her veliye hissettirmelidir.
5. Hizmetiçi eğitim ve seminerler : Hizmetiçi eğitim ve seminerler çoğunlukla yetersiz. Öğretmenler tarafından boşa geçirilen zaman olarak değerlendirilmektedir. Eğitimlerin, öğretmenlere yakışmayan ortamlarda yapılıyor olması, seminerlerin mesai saatleri dışında olması, hizmetiçi eğitim ya da seminerde edinilen bilgilerin yerellerde farklı uygulanması, İl, İlçe MEM’lerine eğiticilere kolaylık sağlamaması başlıca sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.
Çözüm: Hizmetiçi eğitimler öğretmenler için teşvik edici olmalıdır. Eğitim yapılan ortamın da kolay ulaşılabilir olması oldukça önemlidir. Zamanlama ise öğretmenlerin en uygun olduğu tarih olan, yarı yıl tatili ve seminer dönemlerine denk getirilmelidir. Ayrıca eğitimlerde verilen sözlerin (eğitim içeriğinin aynen il/ilçe memler tarafından uygulanacak vb.) yerine getirilmesi önemlidir. Zira en yakın 2023 eğiticiler eğitiminde verilen sözler ile il ve ilçelerde yapılan uygulamalar tam tersidir. İl ve ilçe mem yöneticileri ile okul idarecileri eğitim verecek öğretmenlere her türlü kolaylığı sağlamalı, eğitimleri boş iş olarak görmemelidir.
6. Öğretmenlerin iş yükü : Hali hazırda baktığımız zaman öğretmenlerin angarya sayılabilecek onlarca işi olduğu görülmektedir.
Çözüm: Öğretmenlerin iş yükünün azaltılması, üzerlerindeki sorumlulukların paylaştırılması yerinde olacaktır.
7. İdarecilerin evrak işinden kurtulması: İyi yetişmiş liyakat sahibi eğitim yöneticilerinin bir çoğu eğitimle uğraşmak yerine bir yığın evrak işiyle uğraşmaktadır.
Çözüm: Her okula mutlaka evrak işiyle uğraşacak memur görevlendirilmesi, eğitim yöneticilerinin eğitim ile ilgili işlerle uğraşmasının yolunu açacaktır.
8. Öğretmenlerin kendilerine olan inancı : Öğretmenler uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ya kendilerine güvenmiyorlar ya da çok çalışanın başına kötü işler geleceğini düşünmektedirler. Eğitim camiası içinde çok çalışan öğretmenler, kendilerinden de aynı çalışma temposu bekleneceği kaygısıyla dışlanmakta yersiz şikayet edilerek çalışma şevki kırılmaktadır.
Çözüm: Yaptığı uygulamalarla örnek oluşturan öğretmenlere köstek olmak yerine destek olunmalı ve ödüllendirilmelidir. Eğitimde iyi örneklerle ilgili bir ders dahi konulabilir. Öğretmenlerin kendilerine olan inancı ve güveni de, onlara hakettiği değeri vererek ve arkalarında durarak yeniden tesis edilebilir.
9. Sosyal kulüpler: Sosyal kulüpler uygulanabilse aslında çok güzel olacak. Her okulda sosyal kulüpler öğretmenler kurulunda kurulur, danışman öğretmeni seçilir ve öylece kalır.
Çözüm: Sosyal kulüplerin ya tamamen kaldırılması ya da tamamen toplum hizmetine dayalı haftalık bir dersi olacak şekilde yeniden düzenlenmesi yerinde olacaktır.
10. Destekleme ve Yetiştirme Kursları: Bu kurslar tamamen amacından saptı ve kazanç kapısı olarak görülmeye başlandı. Kurslarda görev alan öğretmenlere iki kat arttırımlı ücret ödenmesi, öğretmenler arasında da ciddi ücret dengesizliğine neden olmaktadır.
Çözüm: Haftada 35 saat ders gören öğrenci için günde 4 saat daha ders yapmasını beklemek onlara yapılacak en büyük hatadır. Tamamen yarış atı mantığıyla sürekli sınavlara hazırlanma duygusu, öğrencinin kendisini gerçekleştirememesine ve bir çok rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Bu kurslar kaldırılmayacaksa yeniden düzenlenmesi ve iki kat arttırımlı ücret uygulanmasından vazgeçilmesi gerekmektedir. Ayrıca kursları tüm öğretmenlerin sınav odaklı değil yaşam odaklı açması da sağlanmalıdır.
11. MEB internet hattı: MEB’in internetiyle bir şeyler yapabilmek neredeyse imkansızdır. Bir çok site yasaklı ve sansürlü. Dahası her öğretmen ve öğrencide var olan akıllı telefon ve mobil internet sayesinde MEB interneti neredeyse hiç kullanılmamaktadır. Bu internet için ödenen milyonlarca liranın çöp olması anlamına gelmektedir.
Çözüm: MEB için özel bir internet olması, fiber internet hatlarına yüzlerce lira para ödenmesine gerek yoktur. Bakanlık, servis sağlayıcının standart tarifelerine geçmeli ve milyonlarca lira parayı öğretmen ve öğrencilerin eğitimi için harcamalıdır.
12. Müzik ve Görsel Sanatlar Ders saati: “Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektedir” diyen Atatürk’ün sanata verdiği değeri bizler öğrencilerimize sadece bir saat olarak veriyoruz. Bu bir saatte hangi öğrenci müzik ve görsel sanatlar eğitimi alabilir ki?
Çözüm: Bu iki branşın ders saatlerinin en az 2 saat olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Daha önce seçmeli derslerin kaldırılarak 6 saatlik boşluk yaratılabileceğini yazmıştık.
13. Fen Laboratuarları sorunu: Pek çok okulda bu laboratuarlar dersliklere çevrildi. Öyleki Fen labaratuarı olan okul kalmadı desek yeridir.
Çözüm: Fen derslerinde bu labaratuarların kullanılarak eğitim yapılması istendik kalıcı öğrenme sağlayacağı için yeniden açılması eğitim öğretime katkı sağlayacaktır.
14. Maaş karşılığı ders saati: Branş öğretmenleri için 15 saat iken sınıf öğretmenlerinde 18 saat, meslek öğretmenlerinde ise 20 saattir. Bu kendi içinde dengesiz bir durumdur.
Çözüm: Öğretmenlerin maaş karşılığı girmek zorunda olduğu ders saati, 15 saat olarak eşitlenmelidir.
15. Ücretsiz kitap : Bakanlığımızın yaptığı eşsiz bir uygulama olarak görülmektedir. Ancak yapılan yanlış uygulamalar nedeniyle her yıl çöpe giden milyonlarca kitap olarak karşımıza çıkmakta ve rant kapısı olarak algılanmaktadır.
Çözüm: Ücretsiz dağıtılan kitapların mutlaka birinci sınıf kalitede basılması ve seçilen kitabın en az 3 yıl kullanılacak şekilde planlamasının yapılması gerekmektedir. Geçerliliğini yitiren kitapların mutlaka geri dönüşüme kazandırılması da oldukça önemlidir. Öğrencilerimizin kitaplarına iyi bakmaları için de farklı uygulamalar düşünülebilir.
16. Rehber öğretmenler : Rehber öğretmenler, okullarımız için oldukça önemlidir. Her okulda rehber öğretmen olması ve görev tanımının oldukça net yapılması önemlidir.
Çözüm: Olabiliyorsa her okula mutlaka bir rehber öğretmen ataması yapılmalıdır. Bu yapılamıyorsa rehber öğretmenler, istedikleri bir okula daha görevlendirebilirler. Görev tanımının net olarak yapılması, çalışma şartlarının idarecilerle eşit olacak şekilde düzenlemesi işleri kolaylaştıracaktır.
17. BT Rehber öğretmeni: Fatih projesi kurulu tüm okullara akıllı tahtaların bakım, onarım, güncelleme vs iş ve işlemlerini yapan ve çoğunlukla teknisyen olarak algılanan öğretmenlerin çalışma şartları iyileştirilmelidir.
Çözüm: BT Rehber öğretmenleri kadrolarının olduğu okullara istekleri halinde Teknik Müdür Yardımcısı olarak görevlendirilmelidir. Bu öğretmenlerin teknisyen olmadığı ve amaçlarının öğretmenlerin bilişim alanında gelişimlerinin sağlanması, eğitim verilmesi, EBA, Fatih Projesi ya da yeni güncel teknolojilerin öğretmenlere ve öğrencilere aktarılması olduğu görev tanımında net olarak belirtilmelidir.
18. Ödenek sorunu : Temel eğitim okullarının ödeneklerinin olmaması başlı başına bir sorundur. İyi bir eğitim yöneticisini adeta dilenci konumuna sokan bu durum bir an önce çözülmelidir.
Çözüm: Temel eğitim okullarına MEB’den ödenek sağlanmalıdır. Bu ödenek okulun genel olarak temizlik, güvenlik, kırtasiye, personel gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde olmalıdır. Bu amaç için kurulan Okul Aile Birlikleri amacından saptığı için kaldırılmalıdır.
19. İlköğretim kavramına geri dönülmeli: Okulların bir çoğu hala aynı binada eğitim-öğretim görmektedir. Bu ise tüm işlemlerin en az 2 kez yapılması anlamına gelmektedir.
Çözüm: Aynı binayı kullanan ilkokul ve ortaokul yeniden ilköğretim okulu olarak değerlendirilmeli ve tek müdür ile devam etmelidir. Okulların birbirinden bağımsız ancak çok yakın olduğu durumlarda da öğrenci sayısı dikkate alınarak tek müdür normu ile eğitim öğretime devam edilmelidir.
20. Eğitim Yöneticisi Atama Sorunu : Liyakatsız öğretmenlerin eğitim yöneticisi yapılması okulları içinde bulunduğu durumdan daha da zor durumlara sokmuştur. Öğretmenlerle iletişim kuramayan, öğrencilerle problemli yöneticiler yaptığı işi sevmeyen öğretmenler ve okuldan soğuyan öğrenciler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çözüm: Okullara atanacak tüm müdür ve müdür yardımcıları hiçbir şaibeye neden olmadan sınavla yapılmalıdır. Ataması yapılan müdür ve müdür yardımcıları eğitim yöneticisi adayı olarak belirli bir süre çalışmalı ve tecrübeli yöneticiler tarafından sürekli eğitime tabi tutulmalıdır.
21. Sürekli değişiklik : MEB’de sürekli bir şeyler değişiyor. Öğretmenler bu kadar çok değişikliğe ayak uyduramıyor.
Çözüm: Yapılan mevzuat değişikliklerinin geniş bir kitleyle ve tek seferde yapılabilmesini sağlamak verimliliği arttıracaktır. Yapılacak değişikliklerde sahada olan öğretmenlerden destek almak bir kural olarak belirlenmeli ve değişiklik uygulanmadan önce test edilmelidir.
22. Bakanlık Bilişim Projeleri: MEB’in işleri kolaylaştırmak adına uygulamaya koyduğu bir çok proje kervan yolda dizilir mantığıyla çalışıyor. Bu da öğretmenleri oldukça mutsuz ediyor. Strese neden oluyor. Örneğin e-müfredat uygulaması
Çözüm: Bakanlık yapacağı tüm uygulamaları milyonlarca kişinin kullanacağını hesaba katarak planlamalıdır. Bu uygulamaların tamamının web tabanlı olduğunu düşünürsek, ne yapılıyorsa yapılsın temel kural hız ve kilitlenmemek olmalıdır. Ayrıca bu uygulamayı kullanacak kitlenin internet kullanma alışkanlıklarını da dikkate almalıdır.
23. Öğretmenlerin ek ders ücreti karşılığında girebileceği ders saatleri : Ortaokullarda günlük 7 saat haftada 35 saat ders vardır. Oysa öğretmen 30 saat ders ile sınırlandırılmıştır.
Çözüm: İstekli öğretmenlerin 35 saat derse girebilmelerinin önü açılmalıdır.
24. Seminer dönemi eğitimleri : Öğretmenlerin Eylül ve Haziran seminer dönemleri boşa geçen zaman olarak görülmekte ve fayda sağlamamaktadır.
Çözüm: Öğretmenleri günde 3 saat okulda zorla tutmak yerine, isteyen öğretmenleri bu dönemlerde hizmet içi eğitimlere yönlendirmek oldukça faydalı olacaktır.
25. Taşımalı Eğitim : Taşımalı eğitim yapılan okullarda, servis ve yemek hizmeti çoğunlukla baştan savma yapılmaktadır.
Çözüm: Servislerin denetimlerinin sürekli yapılması gerekmetedir. Bu sorumluluk kolluk kuvvetlerine devredilmelidir. Taşımalı öğrenciler için getirilen yemeklerin oldukça kalitesiz olduğu ise çok acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan ihalelerde temel prensibin öğrencilerimizin kaliteli, sağlıklı ve sıcak yemek yiyebilmesi olmalıdır.
26. Gereksiz kağıt israfı: Teknoloji çağını yaşıyor olmamıza rağmen hala bir çok okul müdürünün öğretmenlerden sürekli yazılı ve çıktısı alınmış bir şekilde evrak istemesi tonlarca kağıdın israf edilmesi anlamına gelmektedir.
Çözüm: Nasıl ki MEB bir çpk uygulamada dijital ortama geçmiş ise kimi okul müdürleri de artık geçmişe olan özlem misali dayatmasından vazgeçmeli ve gereksiz kağıt masrafı olacak uygulamalardan vazgeçmelidir. Öğretmenin çıktısını alması gereken neredeyse hiç bir belge günümüzde yoktur. Bunlar sadece tonlarca kağıt israfıdır. Olması gereken öğretmenlerin alması gereken çıktıların elektronik ortamda saklanması yoluna gidilmesidir.
Yorumlar (0)